
Ümraniye escort dar sokakları, gece çökünce daha da sessizleşirdi. Sokak lambalarının titrek ışıkları kaldırıma vururken, rüzgârın uğultusu şehri dolaşırdı. İşte bu sessizliğin içinde yürüyen genç bir kadın vardı: Deniz. Henüz yirmi üç yaşındaydı ama yaşadığı hayat, onu çoktan yormuştu.
Deniz, yoksulluğun içine doğmuştu. Babasını küçük yaşta kaybetmiş, annesiyle götten birlikte ayakta kalmaya çalışmıştı. Annesi temizlik işlerinde çalışırken, o da çocuk yaşta sorumluluk almayı öğrenmişti. Ancak annesinin hastalanmasıyla her şey daha da zorlaştı. Deniz, okulunu bırakmak zorunda kaldı; önce atölyelerde, sonra marketlerde çalıştı. Ama kazandığı para, ne kiraya ne de annesinin ilaçlarına yetiyordu. Çaresizlik, onu istemediği bir hayata sürükledi.
Ümraniye milf escort kenar mahallesinde, tek odalı küçük bir evde yaşıyordu. Duvarları rutubetten kabarmış, penceresinden içeri soğuk rüzgâr giriyordu. Çoğu gece battaniyesine sarılıp defterine yazardı. Defterine döktüğü cümleler, aslında içindeki fırtınanın bir yansımasıydı:
“Bir gün özgür olacağım. Bir gün bu sokaklardan çıkacağım.”
Deniz’in en büyük sığınağı, Ümraniye’nin kalabalık çarşısında insanları izlemekti. Kalabalığın arasında götten veren kaybolduğunda, kendi derdini bir süreliğine unuturdu. İnsanların telaşlı adımlarına bakar, “Keşke benim hayatım da böyle sıradan olsaydı” diye düşünürdü. Ama gerçekler, umutlarını çoğu zaman gölgeliyordu.
En zor olan, insanların bakışlarıydı. Onu sadece gördükleriyle yargılıyor, yaşadığı çaresizliği anlamıyorlardı. Küçümseyen sözler, fısıldaşmalar, bazen en ağır yükten bile daha ağır geliyordu. Oysa Deniz’in tek amacı, annesini yaşatmak ve kendi ayakları üzerinde durabilmekti.
Bir akşamüstü yağmur çiseliyordu. Deniz, cebindeki son parayla aldığı ekmekle eve dönüyordu. Ayakkabıları su çekmişti, saçlarından damlalar süzülüyordu. Bir sokak lambasının altında durdu, başını gökyüzüne kaldırdı. Dudaklarından şu sözler döküldü:
Bir yanıt yazın