Pendik’te Radyodan Çıkan Escort Sesleri

Pendik escort Selvi, Pendik’in Fevzi Çakmak Mahallesi’nde, tren yoluna yakın bir apartmanın ikinci katında yaşıyordu. Ev küçüktü ama düzenli. Eşyalar eskiydi ama yerli yerindeydi. En çok eski bir radyo vardı başucunda. O radyo, bazen şehir seslerinden çok daha fazla hayat taşıyordu içeri.

Selvi, 48 yaşındaydı. Gençliğinde annesinden gizli tiyatro kurslarına gitmiş, sahneye çıkmayı hayal etmişti. Ama gerçek hayat, hayallerden hızlı davranmıştı. 21’inde evlenmiş, iki çocuk büyütmüş, sonrasında sessizce çekip giden bir adamın ardından hem anne hem baba olmuştu.

Pendik’e taşınmaları zorunluydu. Kira ucuzdu, iş imkânı yakındıı. Ama şehir büyüdükçe içindeki yalnızlık da büyümüştü. Sabahları temizlik işlerine gider, akşamları evine dönüp çocuklarına yemek hazırlardı. Artık çocuklar da kendi yollarına gitmişti. Şimdi o evde, yalnızca radyo konuşuyordu.

Yankı Değil, Karşılık

Pendik escort Bir gün, temizlik yaptığı evin sahibi, emekli bir edebiyat öğretmeni olan Melek Hanım, mutfakta şiir mırıldanırken Selvi onu izledi. Kadın dönüp gülümsedi: “Sen de bilir misin Edip Cansever’i?” Selvi utandı, “Eskiden çok okurdum… tiyatroya da giderdim,” dedi. Melek Hanım şaşırdı, “Peki neden bırakmışsın?”
O sorunun cevabı sadece bir cümleydi: “Zorunluluk.”

Kadın ona, Pendik’te düzenlenen ücretsiz bir yetişkin drama atölyesinden söz etti. Başta gitmek istemedi Selvi. “Benim yaşım geçti,” dedi. Ama sonra radyonun sesini kıstı, kendi sesini açmak istedi. Bir akşam cesaret edip gitti. Küçük bir sınıf, birkaç sandalye… ama yıllardır ilk defa dinlenme hissi.

İlk haftalarda sadece izledi. Sonra bir gün, herkesin önünde kısa bir monolog okudu. Sesi titredi ama gözleri ışıldadı. Oradakiler alkışladı. Ve o anda, yıllar önce ertelediği sahne, geç de olsa açıldı onun için.

Selvi artık haftada bir gün o sahneye çıkıyor. Belki salon dolmuyor, ama kendi içindeki boşluk yavaşça doluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir